Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi, X-Işını floresansı, manyetik duyarlılık ve kütle spektrometrisi gibi tekniklerin kullanıldığı sistem, kıyafetlerdeki ya da eşyalardaki toz ve toprakların, suç mahallinden toplanan örneklerle eşleştirilmesini sağlıyor.

Araştırma ekibi sistemi Avustralya'nın başkenti Kanberra'da test etti. 260 kilometrekarelik bir alanı bölüp 268 örnek toplayan uzmanlar, bunları kendilerine verilen üç numuneyle karşılaştırdı.

Araştırmacılardan jeokimyager Patrice de Caritat, "Bu 'kör' bir deneydi. Yani örneklerin nereden geldiğini deneyin sonuna kadar bilmiyorduk" dedi. Sistem analiz sonucunda sözkonusu bölgenin yüzde 60'ını ekarte etti.

"Adli bilimler genellikle elemeyle ilgili. Dolayısıyla bir bölgenin yüzde 60'ını saf dışı bırakabilmek, örneklerin başarılı şekilde eşleşmesine önemli katkı sağlıyor" diyen Caritat, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu sayede bir soruşturmanın süresini, risklerini ve buna yapılan yatırımı azaltabilirsiniz. Ne kadar çok özelliğe bakarsak, sistem o kadar doğru sonuca varıyor. Bazı vakalarda şüphelenilen bölgeyi yüzde 90 daralttık.

Bazı gelişmiş ülkelerin maden veya arazi kullanımı için topraklarla ilgili veritabanı oluşturduğuna işaret eden bilim insanları, sistemi bunlar üzerinde denemeyi hedefliyor.

Sistemle ilgili makale Journal of Forensic Sciences adlı hakemli bilimsel dergide yayımlandı.

Independent Türkçe