Bilim insanları astronot kıyafetleriyle Hawaii'de lavların oluşturduğu karanlık tünellerde dolaşıyor. Amaçları sınırlı oksijenle ve şişkin eldivenlerle bu tünellerden örnek toplamanın zorluklarını anlamak.

Hawaii Uzay Keşfi Analog ve Simülasyonu (HI-SEAS) ismi verilen araştırma istasyonunda astronotlar, gelecekteki Ay ve Mars görevlerine hazırlanıyor ve her gün zorlu deneylerden geçiyor.

Dünyanın en büyük yanardağı Mauna Loa'nın eteklerinde, izole bir konumda yer alan bu habitat, Mars benzeri özelliklere sahip ve deniz seviyesinden yaklaşık 2 bin 500 metre yüksekte.

Araştırma istasyonundaki bilim insanları orada aylar boyunca kalıyor ve çeşitli çalışmalar yürütüyor. Yalnızca lav kanallarında deneyler yapmak ve etrafta dolaşmak için dışarı çıkıyor. Bu esnada tıpkı Ay ve Mars'ta olacağı gibi üzerlerinde astronot kıyafetleri bulunuyor.

Bilim insanları Mars'taki lav tünellerinin eskiden gezegende yaşamış olabilecek canlıların izlerini barındırdığını düşünüyor. Bu nedenle tüneller, astrobiyoloji çalışmaları açısından çok önemli. Ay'daki lav tünellerinin de insanlar için sığınak görevi görebileceği düşünülüyor.

Öte yandan bu tünelleri keşfetmek hiç de kolay olmayacak. Özellikle astronot kıyafetleri ve oksijen kıtlığı, söz konusu tünellerdeki araştırmaları zorlaştıracak. Zira bu, Hawaii'deki deney alanında da gözlemlenen bir durum.

HI-SEAS Direktörü Michaela Musilova, lav tünellerinde yaptıkları araştırmalarla ilgili son bulguları ve uzay kıyafetleriyle çalışmanın zorluklarını bu hafta Avrupa Yerbilimleri Birliği'nin genel kurul toplantısında sunacak.

Musilova, "En iyi yöntemleri bulmak ve en iyi kostümleri tasarlamak için Dünya üzerinde yoğun bir eğitimden geçmemiz gerekiyor" diyor ve ekliyor:

“Böylece bir gün bu tür araştırmaları Ay ve Mars'ta da yapabiliriz.”

HI-SEAS üssünde görevlendirilen araştırmacılar, tıpkı uzaydaymış gibi bazı görevleri yerine getirmeye çalışıyor. Bir mürettebat gibi iş bölümüyle çalışan ekipte bir komutan, bir operasyon görevlisi ve mühendisler yer alıyor.

Bunun yanı sıra lav tünellerinden toplanan örnekleri inceleyecek biyologlar ve diğer deneyler için de çeşitli uzmanlık alanlarından kişiler görevlendirilmiş durumda. Bu deneyler arasında habitat içinde marul yetiştirme gibi popüler çabalar da var.

Musilova, istasyondaki mürettebatın farklı kültürlere sahip, farklı dilleri konuşan kişilerden oluştuğunu söylüyor. Bilim insanı, bu kişilerin tıpkı Ay'da veya Mars'ta yapacakları gibi tüm zamanlarını birlikte geçirdiklerini ifade ediyor:

“İnsanların bu zorlu koşullar altında birbiriyle nasıl etkileşime girdiği de dahil olmak üzere öğrenmemiz gereken çok şey var.”