Son yıllarda çok kullanılan, "adalet, bir gün herkese lazım olacak!" göndermesine, bir de "barış herkese lazım" ı da eklemek gerekiyor galiba...Barışın olmadığı yerde, ne yazık ki adalet de olmuyor; olamıyor... Çok değil, bundan yüz yıl kadar önce dünya devletlerinin hemen hepsinde Savaş Bakanlığı denilen bir kurum vardı. Savaşan dünyanın savaş bakanlıkları işte. İkinci Dünya Savaşı sonrasında esen barış rüzgârları ile birlikte adı, Savunma Bakanlığı'na dönüştü. Ömrünün büyük bir bölümünü savaşlarla geçirmiş Mustafa Kemal Paşa ve dava arkadaşları, haklı bir gerekçeye dayanmayan savaşı cinayete benzettiği gibi, "yurtta barış, dünyada barış" adı altında bir dış  politika da benimsemişlerdi. Uzun yıllar süren savaşların getirdiği yıkımı deneyimlemiş olan bu insanlar, mümkün olduğunca diplomasi yoluyla sorunları çözüme kavuşturmayı insanlık için daha faydalı görmüşlerdi. 

Yakın tarihimize gelirsek; son otuz yılda, Batı dünyasının ve Nato'nun göz yumduğu ya da içinde yer aldığı bütün bölgesel savaşlarda, Irak'ta, Suriye'de, Afganistan'da, Yemen'de, Somali'de, Libya'da ve Sudan'da milyonlarca insan anlamsız savaşlar yüzünden ölüp  giderken, Filistin-İsrail çatışmasına seyirci kalınırken, şimdi de, Ukrayna-Rusya savaşında barış çığlıklarının atılmasını anlamlı ve samimi bulmak elbette çok güç! İnsanlık, ırk ve din ayrımı yapmaksızın nerede bir savaş varsa, orada barışın bir an önce sağlanması için sesini duyurması gerekmez miydi sevgili dostum? Ölen insanların Müslüman, Hıristiyan veya diğer dinlerden olması belirleyici bir unsur olursa, insanlığın ne anlamı kalıyor ki! Ortadoğu'yu kan gölüne dönüştüren ve bölgede savaş oyunu oynayan ülkeler, çekilip gittiklerinde arkalarında büyük bir enkaz ve açık hava mezarlıkları bırakmaktan başka bir şey yapmadılar.  

Velhasılı kelam sevgili dostum; herkes savaşı konuşurken, ahmak siyasetçilerin ve devlet adamlarının eline düşen devletlerin sonunun ne olacağını merak etmeye hiç gerek yok! İç siyasette popülist olma uğruna, dış politikada savaş naraları atanlar, hep bu gerginliklerden beslenedursun; olan yine zavallı halklara olacaktır...Adı konulmayan bir düzenden, düzen beklemek ise tam bir safdilliktir. Öyle anlaşılıyor ki, silah sanayisi üretmeye ve yeni silahlar geliştirmeye devam ettikçe savaşlar son bulmayacak! Silah satanlara da, silahlananlara da en nihayetinde barış lazım sevgili dostum! Hem de herkese...