DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin İzmir İl Başkanlığı açılış töreninde Türkiye gündeminde yaşanan son gelişmeler hakkında önemli bir konuşma gerçekleştirdi.

Açıklamalarında AKP'ye yönelik kullandığı ifadelerle dikkat çeken Babacan, "Artık bu iktidarın gitme zamanı hızla yaklaşıyor" dedi.

Babacan'ın partisinin İzmir İl Başkanlığı açılış törenindeki konuşmasından satırbaşları şu şekilde:

"HER YERDEN İRİN FIŞKIRIYOR

“Bu ülkede halkın iradesiyle, halkın desteğiyle artık yönetmeyi zor görenler, halkın iradesinin zayıfladığını görenler; hukuksuzlukla, çeteyle, mafyayla, suç örgütleriyle bu ülkeyi idare etmeye çalışıyorlar. Bu ülkeyi parsel parsel suç örgütleri arasında paylaştırıyorlar. Son bir aydır ortaya saçılan bu pislik… Her yerden adeta irin fışkırıyor…

Bugün demokrasimiz iyi işlemiyorsa bunu sebebi sizsiniz, başka yerlerde aramayın suçluyu. Siz ülkeyi yönetilmesi gerektiği gibi yönetin; gerçek anlamda demokrasiyle, hukukun üstünlüğü ilkesiyle yönetin, bu ülkenin karşısında hiçbir güç duramaz. Bugün ülkemizi karamsarlığa itenler, gençlere umutsuzluktan başka hiçbir şey vaat edemeyenler, bu milleti geçmişin acılarıyla tehdit etmeye çalışıyorlar.

"MAFYAYLA MÜCADELE ETMİYORLAR, MAFYAYLA ÜLKEYİ İDARE EDİYORLAR"

Öncelikle siz yönetim olarak hukuka bağlı kalın, hukuk içerisinde kalın, çeteyle, mafyayla, illegal yapılarla gerektiği kadar mücadeleyi ortaya koyun, ondan sonra korkmayın. Böyle yapmıyorlar. Kimse geçmişin travmalarıyla bu milletten oy toplamak gibi ucuz hesaplara kalkışmasın. Kimse o eski Türkiye'nin karanlığını bugünün Türkiye'sine bir sopa gibi de kullanmaya kalkmasın.

“ÜLKEM ADINA UTANÇ DUYUYORUM”

Bugün ülkemiz çok derin bir yönetim krizi yaşıyor. Son birkaç haftadır yasa dışı faaliyetlerin siyasetin merkezine oturduğuna dair iddialara tanık oluyoruz. Bakanları, siyasetçileri, bürokratları ve hatta kendilerini gazeteci diye tanıtıp şahsi çıkar peşinde koşanları da kapsayacak çerçevede vahim iddialar, ithamlar duyuyoruz. Ülke gündemini işgal eden bu iddialardan, bu mafya-siyaset-bürokrasi üçgeninden ülkem adına utanç duyuyorum. Daha kötüsü tüm ülke bu iddialarla çalkalanıyor fakat tek bir savcı dahi bir süreç başlatmıyor, başlatamıyor.

Bugün karşı karşıya olduğumuz mesele, sadece gündeme düşen bazı iddialardan da ibaret değil. Sorun, ülkeyi yönetenlerin çarpık zihniyetinin ve bu kötü siyaset anlayışının varlığı aslında. Sorun, hukuk devletinin katledilmiş olması. Sorun sivil toplumun ve özgür basının ve ifade özgürlüğünün önemli bir ölçüde yok edilmiş olması. Sorun, tarafsız ve bağımsız yargının neredeyse ortadan kaldırılmış olması.

“BU ÜLKEDE ARTIK YOKSULLAR İNTİHAR EDİYOR"

Tüm bu olanlar bir diğer vahameti daha ortaya koyuyor. Tüm bunlar bugünkü iktidarın halkımızın gerçek gündeminden tamamen uzaklaştığını gösteriyor. Çiftçilerimiz kan ağlıyor. Hiç yaşanmayan olaylar yaşıyoruz; traktörler haczediliyor bugün. Vatandaşlarımız pazarda yere düşen sebzeleri-meyveleri toplayıp evine götürüyor. Esnaf siftah yapamıyor. Hele hele kapanma döneminde destek de vermedikleri için esnafımız aç biilaç ortada bırakılıyor.

Emeklilerimiz, sabit gelirlilerimiz, enflasyon karşısında, gerçek hayat pahalılığı karşısında her gün satın alma güçlerinin düştüğünü görüyorlar. Bu ülkede artık yoksulluk intiharları var. İlk defa bu hükümet maalesef bunları da gösteriyor.

“SİZİN AKLINIZ ŞAHSİ ÇIKAR HESAPLARINDA”

( Sedat Peker'in iddiaları) Bu iddiaların ortasındakilerden birisi de televizyon programına çıktı; anlatıyor, anlatıyor… Ya sen önce sorulanlara cevap versene, bir sürü iddia var onlara cevap versene. Konuyu hedefinden saptırıp başka kişilerin isimlerini telaffuz ediyor, arada benim de adımı geçiriyor. Ne diyor? ‘Kritik bir dönemde Ali Babacan vatandaşın ekonomisini düşünüyor' diyor. Ne yapacaktım? Sizin aklınız başka yerlerde olabilir. Sizin aklınız şahsi çıkar hesaplarında olabilir, siyasi çıkar hesaplarında olabilir, ala verede, dala verede, kumpaslarda olabilir. Biz tabi ki vatandaşları düşüneceğiz.

"GEÇMİŞİMİZDEN ŞÜPHEMİZ YOK"

Ben o gün ekonominin koordinasyonundan sorumlu başbakan yardımcısıydım, tabi ki ekonomiyi düşüneceğim. Kişi kendinden bilir işi, devamını konuşmayalım… Siz herkesi kendiniz gibi şahsi ikbal peşinde koşanlardan görüyor olabilirsiniz, biz öyle değiliz. İstediğiniz kadar iftira atın, istediğiniz kadar karalayın. Bunların hiçbirisi tutmaz. Bizim geçmişimizden zerre kadar bir şüphemiz olsa bu yola baş koymazdık.

Siz kendinize bakın. İktidarın büyük ortağının, küçük ortağına mahkum olduğunu bilip; küçük ortak üzerinden kendinize güç devşirip, birkaç gün daha bakanlık yapmak bu kadar kıymetli bir şey değil ya… Nasıl olsa bu görevlerin hepsi bitiyor. Bu görevler bittikten sonra siz bu ülkenin vatandaşının karşısına mertçe çıkabiliyor musunuz, alnınız ak başınız dik çıkabiliyor musunuz, mesele budur. Siz bunları düşünün.

“AKIL ALIR GİBİ DEĞİL”

Dün çıkmış, bir muhalefet partisinin genel başkanına yapılan bir siyasi şiddeti destekliyor ve daha fazlasını teşvik ediyor. Akıl alır gibi değil ya. Bir devletin varlık sebeplerinden en önemlisi vatandaşının güvenliğini sağlamaktır. ‘Başına gelen iyi oldu' diyor. ‘Daha da fazlası olacak' diyor. Böylesine artık gözleri körleşmiş, böylesine bu ülkenin gerçeklerinden kopmuş… O iktidarı kaybetme korkusu iliklerine kadar işlemiş. Benim, dünkü konuşmadan gördüğüm tablo bu.

“BU İKTİDARIN GİTME ZAMANI HIZLA YAKLAŞIYOR”

Artık Cumhurbaşkanlığı görevini neredeyse bir kenara bırakmış, bir siyasi rakip olarak, devlet gücünü kullanarak, ‘ben rakiplerimi nasıl yıldırırım, nasıl korkuturum' bunun derdine düşmüş. Artık bu iktidarın gitme zamanı hızla yaklaşıyor.”