Herkesin hayata bakışı ve hayat felsefesi farklı sevgili dostum! Kendi deneyimlerini ve kendi pratiklerini yaşam biçimi hâline getiren insanlar, daha iddialılar ve özgüvenleri daha yüksek! Elbette, koşullar değiştikçe hayat felsefesini değiştiren insan da çok! Ne denildiğine bakmadan kendisini yenileyebilen insanlar bunlar...Yaş, en büyük belirleyici unsur açıkçası. Uzun yılların içinden sıyrılıp feleğin çemberinden geçerek  bugünlere gelenler, en nihayetinde huzurun peşine düşüyorlar! Elinde iş ve gayrimenkul adına ne varsa, yük olan her şeyden kurtulmak istercesine satıp önüne bakmak istiyor! Bir tarafta enerjisini ve heyecanını kaybedenler, diğer tarafta ise yeni girişimciler, iş ve mal heveslileri yer alıyor. Her devrin adamı da farklı, ruhu da farklı, kitabı da farklı...!

Bakmayın siz ekonomik darboğaz ve buhran döneminden  geçtiğimize...Yatırım yapmak isteyen insanlar her dönemde varlar ve yeni bir şeye sahip olmanın hazzını yaşamak veya kendi başarı hikâyelerini yazmak istiyorlar. Satanlar çoğu kez, kafasını rahatlatmak, daha iyi ve kaliteli bir yaşam için sırtında yük oluşturan fazlalık  şeyleri elinden çıkarırken, alanlar da, ileriye dönük planlar ve projelerin peşinde...Nasıl olsa, bu zor günler nihayetinde bitecek ve hayat normalleşecek diye düşünüyorlar. Sonuçta herkes, kârının ve yatırımının  peşinde koşturuyor. Sonucu kötü olacak bir karara elbette hiç kimse imza atmıyor. Para bir o yana, bir bu yana dönüp duruyor yani...

Velhasılı kelâm  sevgili dostum; dünya heves dünyasıdır; bazıları mal biriktirmeyi, bazıları sade bir hayatı ve huzuru, bazıları konforlu yaşamayı,  bazıları hayallerinin peşinden koşmayı,  bazıları alınteri ve girişimciliğiyle üretmeyi, bazıları da taş üstüne taş koyarak mal mülkünü artırıp bir süre sonra mallaşmayı tercih ediyor! Kısacası herkes kendince sahip oldukları üzerinden bir hikâye yazmanın veya anlatmanın peşinde...Gün gelip de hayatın en güzel yıllarının avuçlarının içinden uçup gittiğini anlayınca, o malların nafile olduğunu anlamakla kalmıyor; kaçırdığı günleri de yakalamaya çalışıyor.  Çalışıyor, çalışmasına ama ne yaş itibariyle, ne de akıl itibariyle ortama yakışmıyor sevgili dostum; yakışmıyor! Öyle farkındalıklarla, parayla pulla zamanı yakalarım kafası, boş kafadan ibaret...Sırıtıyor yani! 

Kalıcı olan işlerin peşinden koşanlar ise bu manzarayı sadece seyrediyor ve dillendiriyor işte...