Yazarlar ve düşünürler, kelimelere anlam kazandırıp yapılan işin adını koyanlardır sevgili dostum! Bir şey adlandırıldı mı, o oldu bitti demektir. Yalnız adının konulması yetiyor yani...! Bir şeyi düşünmeksizin, bilincimize mal edemiyoruz ne yazık ki..!

Yazardan ve düşünürden istenen, "şu doğrudur, şu yanlıştır" demesi demek değildir. Aslında, iyi ve kötünün ne olduğunu herkes iyi bilir. Kötüyse haramdır; iyiyse helâldir zaten. Herkes, şeytandan daha iyi bilir; iyinin ve kötünün ne olduğunu...Bir kötülüğü yapmanın derdine düşenler, mutlaka birilerinden fetva veya onay alabilirler elbette. İşin aslı sevgili dostum; öncelikle kendinden utanacaksın; kendine yakıştırıyorsan yapacaksın; yakıştırmıyorsan yapmayacaksın...

Propaganda yapan yazar ve düşünürler, tetikçi durumuna düşerler malesef...İnsanlık çizgisinde bu makbul ve değerli görülmez. Diğer insanlardan farklı olmasa da, konuşma ve yazma yolunu seçtiği için hayata dair her şeyi, kendi donanımı çerçevesinde dillendirmekle mükelleftir. Yazarın, özgürlük adına kötüye karşı koyması, zorbalıkla savaşması gerektiği su götürmez bir gerçekliktir. Her türlü zorbalığı kötülemek zorundadır. İster dostları zorbalık etsin; isterse düşmanları; hiç farketmez; zorbalık, zorbalıktır..!

Farkında mısın bilmiyorum sevgili dostum; nedense yöneticiler, ha bire yanlış yaparlar; ama hiç yargılanmak istemezler. Fakat konuşanlar ve yazanları, yanlış yaptıklarında onları hemen yargılama yoluna giderler. Bu, tarafgirlik, dokunulmazlık hissiyatı ve bencilce bir tutumdan ibarettir sadece...Düşüncelerden ve düşünenlerden korkarlar aslında; önünü almak isterler... Nasıl masumca, yani hatasızca devlet yönetilmezse, hatasız konuşulmaz da, yazılmaz da...Yanlış yapmaya izin verilmeyen bir yerde, gelişme de olmayacaktır. Hakikaten de sevgili dostum; doğruların hocası, yanlışlardır. Yanlış yapılmadan doğru yapılmaz. Yanlış yapmayayım diye hiçbir şey yapmazsanız, doğru da doğmayacaktır; gelişme de olmayacaktır.

Bir insan hata yapmıyorsa, muhtemelen hiçbir şey de yapmıyordur. En büyük hatamız, hata yapmaktan korkmak değil mi?
Bir gün de çıkın, kimsenin görmediği, düşünmediği yoldan gitmeyi deneyin; hayallerinize ve hedeflerinize doğru; KORKMAYIN..

Bu nedenle, toplum belli niteliklere sahip olsun ya da olmasın, yazar ve düşünür, anlatmamazlık ve yazmamazlık edemez. O öyle, bu böyle dedi diye, hiç kimse yapacağı şeyden geri kalmayacak; yazmaya, anlatmaya devam edecektir. Sonuçta yapılan şey kaybolmaz.

Elli yıl sonra insanlar, "bu yazar ve düşünürler, dünyanın en büyük felaketinin geldiğini gördüler ama sustular" diyerek, sorumluluklarını yerine getirmedikleri için onları suçlarlar...Yazarın, önlemesi gereken en önemli şey, işte budur! Kamuya konuşan insan sorumludur. Sorumluluğunu yerine getirmezse, gelecek nesiller nazarında ve tarih karşısında suçlu duruma düşeceklerdir. Onlara, beddua edecek ve hatta, "bugünkü durumda olmamızın sebebi ve müsebbibi sizsiniz" diye, lânet de okuyacaktır. Kamusal konuşma yapıp da, kişisel çıkarı nedeniyle tetikçilik yapanları, toplumlar suçlu görerek tarihe gömerler. Kısa bir süre çıkar elde ederler; ama, kıyamete kadar toplumun ahını alırlar. Bu realitenin herkes farkında olması gerekiyor...

Velhasılı kelam sevgili dostum; eskiden denildiği gibi, "iyilik yap denize at; balık bilmezse Hâlik bilir!"...Bunun yanında, kayda değer yeni fikirleri kaleme alan insanlar, düşünce dünyasında yer alacak; asırlar geçse de, adları kalacak; rahmetle ve minnetle anılacaktır. 
Yazar ve düşünürden istenen şey, bir şeyin iyi ve kötü olduğunu söylemek değildir. İstenen, iyi niyetli insanları, bu sorunlar üzerinde düşündürmeye çalışmaktır. Düşünme yoksa, hiçbir şeyin de önemi  yok sevgili dostum! 

Yazarın toplum üzerinde etkin olup olmaması da önemli değildir bir bakıma. O, bir bayrak koşusuna girmiştir artık; yani amacı sadece kendi memleketinin okurlarını değil, yabancı yazarları da etkilemek olacaktır. Yabancı yazarlar onun, o da yabancı yazarların düşüncelerini işleyip geliştirecek ve büyük kitlelere iletmiş olacaktır...Bir toplumda, bir yanlış yapılmasını engelleyenler, yasaklayanlar ve cezalandıranlar, o toplumun, toplumsal düşmanlarıdır...

Aklını kullan ve iyi düşün o zaman..?