Şu kısacık ömrümüzde, gerçekleri söylemeyeceğiz de ne yapacağız sevgili dostum!
Hakikat adına bugüne kalmış ne varsa tekrar gözden geçirmende fayda var; şaşkın olma sakın!
Sorun sende değil sevgili kardeşim; aklında...!
Galiba birileri, tarla ile ahır arasına sıkıştırılmış hayatı özlüyorlar ya da böyle bir dilekte bulunuyorlar! "Öküzün dünyası sürdüğü tarla kadardır" ve "yuvarlanan taş yosun tutmaz" a kadar uzanan derin bir hikayedir bu! Eskilerin masallarından ibaret olan...
Çirkin ve ahlaksızca yapılan bir siyasi çekişmeyi, demokrasinin bir parçasıymış gibi sunanlar için sorun elbette yoktur...Öyle ya da böyle, sonuçta bir bedel ödenecektir. Ya, bedeli ödeyen kimdir diye sorarsan?
Düzen ahlaksızsa, senin güzel ahlaklı veya karakter sahibi olman düzene karşı apaçık bir başkaldırıdır. Bu bir suç mudur ki, kıyıda köşede olup biteni seyrediyorsunuz;ne konuşuyor, ne de yazıyorsunuz...
Bunun insani bir duruş olduğunu ve elbette temiz vicdanlarda yerini alacağını biliyorsunuz; biliyorsunuz ama korkuyorsunuz... 
Velhasılı kelam sevgili dostum; Küstah karakterlerin normal yoldan gittikleri görülmemiştir; görülmeyecektir de...
İnkârcı ve zorba kişiler, kendi yaptıklarının sonucu olarak hem kendilerini, hem de peşlerinden gidenleri perişan duruma düşürdüler...
Bizatihi, gördüğü insan olan kardeşini, arkadaşını ve dostlarını sevmeyenin, görmediği Allah'ını sevebilmesi hiç mümkün müdür sevgili dostum! Allah'a giden yol, camiden kiliseden havradan,namazdan, oruçtan geçmiyor; başka bir insanın yüreğinden geçiyor; onun acılarına ortak olmak, onun gözyaşlarını silmekten geçiyor...Gerisi teferruat...