GTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Harita Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taşkın Kavzoğlu, müsilajın yayılımının ortaya çıkmasının ardından uydu görüntüleriyle ilgili İleri Uzaktan Algılama Teknolojileri Laboratuvarında analiz çalışmaları başlattıklarını söyledi.
Çalışma kapsamında optik ve termal görüntülerden faydalandıklarını, şimdi de radar görüntülerini incelediklerini aktaran Kavzoğlu, deniz suyunun birkaç metre derinliklerine nüfuz edebilen ve hava şartlarından etkilenmeyen büyük dalga boylu radar görüntüleriyle ilgili süreçlerin devam ettiğini kaydetti.
Bahar dönemi olduğu için bulut geçişlerinin çok yaşandığını, radar görüntüleri sayesinde bulut etkisinden kurtularak analizler gerçekleştirdiklerini belirten Kavzoğlu, optik görüntülerle yaptıkları analizlerin çok kıymetli sonuçlar verdiğini dile getirdi.
"BU TÜRKİYE'DE İLK HARİTA"
Kavzoğlu, sadece uydu görüntüsünü paylaşmadıklarını, metrik olarak tüm ölçümleri yapabildiklerini ifade ederek, "Bu Türkiye'de ilk harita." dedi.
Kullandıkları algoritmalarla yüzde 99 doğruluk elde ettiklerini, Bursa, İstanbul, Yalova, Kocaeli bölgesini içine alan havzayı çalıştıklarını anlatan Kavzoğlu, 14 Mayıs'ta aldıkları uydu görüntüsünde müsilajın Gemlik Körfezi'nde yoğunluk gösterdiğini belirlediklerini bildirdi.
Aynı dönemde İstanbul tarafında az miktarda müsilaj görüldüğüne, İzmit Körfezi'nde hemen hemen hiç müsilajın ortaya çıkmadığına işaret eden Kavzoğlu, şöyle devam etti:
"İzmit Körfezi'ne doğru, akıntılarla görülmeye başlandığını tespit ettik. İstanbul'da çok azdı, Gemlik'te çok yoğundu. 14 Mayıs'ta çalıştığımız bölgede, yaklaşık 50 kilometrekarelik bir alanı kapsıyordu. 5 günlük periyotlarla ölçüm yapıyoruz. Her 5 günde bir bunun çok ciddi şekilde çoğalmaya başladığını gördük. Buna müsilaj patlaması diyoruz. Şu anda 100 kilometrekarelik bir alana yayıldı.
Metrik olarak ölçümleri tamamlandı, haritalandı. Nerelerde ne kadar olduğunun bilgisi elimizde var. Biz sadece optik değil, termal görüntülerle de çalıştık. Termal görüntü bize neyi veriyor? Müsilajın kalın bir tabaka oluşturduğu yerlerde ısınma nedeniyle daha çok çoğaldığını gördük."
"MARMARA DENİZİ'NDE SU ISINIYOR"
Prof. Dr. Kavzoğlu, yaptıkları çalışmalarla Marmara Denizi'nin ısı haritasını da çıkardıklarına dikkati çekerek, şu bilgileri paylaştı:
"Marmara Denizi'nde su ısınıyor. 1970'lerde ortalama 2,5 derece bir artışın olduğunu biliyorduk. Marmara Denizi'nin orta kısımlarında 14 dereceler, 13,5 dereceleri ölçerken, müsilajın olduğu alanlarda 17,5 dereceleri gördük. Bugün daha da artmış olabilir çünkü haziran görüntülerinin işlenmesi halen devam ediyor. Yaklaşık 18 derecelik bir ısıya yaklaşmış durumda. Isındıkça oksijeni tüketiyor, çoğalıyor ve aşağıya doğru kendini yayıyor. Bu da canlılar için çok büyük bir tehdit oluşturacak."
KARADENİZ DE TEHDİT ALTINDA
Prof. Dr. Kavzoğlu’nun çıkardığı harita Türkiye’de yapay zeka metotlarıyla üretilmiş ilk ve tek harita olma özelliğini taşıyor. 25 yıldır uzaydan görüntüleri yapay zeka ile analiz etme konusunda çalışan ve bu sayede İngiltere hem de Amerika'dan ödül alan Prof. Dr. Kavzoğlu’nun 2020 yılının en iyi makale ödülünü alırken Amerika Fotogrametri ve Uzaktan Algılama Birliği tarafından ödül verildi.
Araştırmaları dünyada ses getiren Prof. Dr. Kavzoğlu, Karadeniz’in de tehdit altında olduğunu önlem alınması gerektiğini vurguladı.
müsilaj konusunda uyarılarını sürdüren Prof. Dr. Kavzoğlu şunları kaydetti;
“Karadeniz’de de önlemlerin alınması gerekmektedir. Unutmayalım ki Marmara’nın yaşadığı şuanki ciddi tehditin bu yıl ilk olarak Çanakkale Boğazında Aralık 2020’de görüldüğü rapor edilmiştir. Önlem alınmaması ve müsilajın İstanbul Boğazını geçmesi durumunda Karadeniz’de de ciddi tehditler gözlemleyebiliriz. Küresel ısınma ve yoğun yağışlar gibi doğal nedenler yanında müsilajın ana oluşum unsurlarından biri de doğrudan bizlere bağlı olan endüstriyel kirlenmedir. Endüstriyel alanlarda filtre, arıtma, geri kazanım vb. tesis çalışmaları çok büyük önem arz etmektedir. Ölçümler yapılması ve ihtiyaç olan yerlere mutlaka müdahale edilmesi gerekmektedir. Kontrol mekanizmasının mutlak suretle kurulması gerekiyor.
Başta fabrikaların ve evsel su atıklarının tarımda ve sanayide geri dönüştürülmesi ile ilgili çalışmalara destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. “