İzmir’in Aliağa ilçesinde öğrenim gördüğü liseden ayrılıp çıraklık eğitimine başlayan Caner Mızrak (17), 17 Şubat 2020 tarihinde bir öğrenci yurdu inşaatında çalışırken 11. kattan düşerek hayatını kaybetti. Caner Mızrak’ın ölümünün ardından İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan dava karara bağlandı. Kararda, inşaatın şantiye şefi Fatih Y. ile işveren Salih Y.’nin kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu oldukları, hayatını kaybeden Caner Mızrak’ın ise olayda kusuru olmadığı belirtildi. Mahkeme, ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan sanıklar Fatih Y. ve Salih Y.’ye 2 yıl 1’er ay hapis cezası verdi. Hapis cezasını para cezasına çeviren mahkeme, sanıklara 15 bin 200’er TL para cezası verdi. Karara tepki gösteren Caner Mızrak’ın babası Fevzi Mızrak ile annesi Filiz Mızrak, mahkemenin verdiği bu kararla acılarının ikiye katlandığını söyledi. Çocuklarının ölümünün ardından hiçbir firma yetkilisinin kendilerini aramadığını söyleyen Fevzi Mızrak, “2 sene mücadele verdim. Mahkemede çıkan karar bana sadece oğlumun cezasının bedelini 15 bin TL olduğunu gösterdi. Acımızı ikiye katladılar. Biz adalet istiyoruz. Gereken cezayı alsınlar. Adalet istiyoruz. Davanın sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi. Hem adalet hem kanser mücadelesi 2 senedir mücadele ettiklerini bu süreçte de kanser tedavisi gördüğünü anlatan Filiz Mızrak ise, “Benim oğlum öğrenciydi, staj görüyordu. İnşaatın 11. katında hiçbir güvenliğin olmadığı yerden kablo çekerken düşüp hayatını kaybetmiş. Acımız çok fazla. 1,5 yıldır kanser tedavisi görüyorum. Adalet istiyordum. Ne kadar çok ceza da verseler Caner’i geri getiremezler. Ama benim canım yandı. 2 yıldır bağıra bağıra söylüyorum. Benim Caner’im düştü, başka Canerler düşmesin. Benim ocağıma ateş düştü. Ceza alacaklarına inanıyordum, adalete güveniyordum. 15 bin liralık cezayı duyunca şaşırdım. Böyle bir adaletsizlik olamaz. 2 seneden beri bağıra bağıra ağlaya ağlaya acımızı anlatıyoruz” şeklinde konuştu. Mızrak ailesinin avukatı Ercan Canımoğlu da, “Karar, kamu vicdanını yaralayıcı nitelikte, kabul edilemez bir karardır. İnsan hayatına mal olan ihmalin adli para cezası ile tecziyesini doğru bulmuyorum. Karara karşı müvekkillerimin talebi doğrultusunda istinaf başvurusunu yaptık” dedi.